İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | walk around f. | dolaşmak |
General | ||
Genel | walk around f. | etrafını dolaşmak |
Genel | walk around f. | dolaştırmak |
Genel | walk around f. | gezdirmek |
Genel | walk around f. | amaçsızca dolanmak |
Genel | walk around f. | gezinmek |
Genel | walk around f. | etrafta dolanmak |
Genel | walk around f. | etrafta gezinmek |
Idioms | ||
Deyim | walk around f. | enine boyuna düşünmek |
Deyim | walk around f. | farklı açılardan düşünmek |
Deyim | walk around f. | dikkatle değerlendirmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | (have a) walk around f. | çevreyi dolaşmak | ||
Genel | walk around naked f. | çıplak dolaşmak | ||
Genel | walk around on the street f. | sokakta dolaşmak | ||
Genel | walk around with a gun f. | cebinde silahla dolaşmak | ||
Genel | walk around together f. | birlikte gezmek | ||
Speaking | ||||
Konuşma | let's take a little walk around expr. | hadi biraz dolaşalım | ||
Konuşma | you can't walk around with all that money expr. | o kadar parayla etrafta dolaşamazsın | ||
Konuşma | why do you let him walk around here like that? expr. | neden ortalıkta böyle dolaşmasına izin veriyorsun? | ||
Technical | ||||
Teknik | walk around inspection i. | makine çevresinde dolaşarak yapılan kontrol | ||
Aeronautic | ||||
Havacılık | walk around check i. | uçağın etrafında dolaşarak yapılan göz kontrolü |